O sıra dışı bir kahraman! Şimdiye kadar gördüklerinize hiç mi hiç benzemiyor! Galip Derviş, sayısız fobi ve takıntılarıyla zaman zaman komik durumlara düşse de; belki de görüp görebileceğiniz en şaşırtıcı, en akıl almaz, en zeki adamdır. O bir dâhidir. Ancak bir sabah gelen bir haberle bütün dünyası tepe taklak olur. Hayatının aşkı karısı Belgin'i, arabasına konulan bir bombanın patlatılması sonucu, sonsuza dek kaybeder. Bu korkunç travma yüzünden, Derviş'in bütün takıntı ve fobileri katlanarak geri döner. Galip Derviş açığa alınır. Baş komiser İzzet, Derviş'i çekip çevirmesi, toparlaması için hemşire Hülya'yı tutar. Derviş, her ne kadar artık fiilen polis olmasa da, üstün zekası, yeteneği ve Hülya'nın desteğiyle; teşkilata gelen önemli, çözümsüz davalara “danışman”lık yapmaya başlar. Derviş, çözdüğü her olayda tekrar polisliğe iade edileceğinin hayalini kurarken, karısının katilini aramaya devam eder. Bugüne kadar çözemediği tek olay budur. Ama ne olursa olsun karısının katilini aramaktan asla vazgeçmeyecektir...
Doğuda küçük bir kasabada doğmuş ve büyümüş, şu an otuzlu yaşlarındadır. Çocukluğu da, gençlik yılları da zorluklar içinde geçmesine rağmen sebat etmiş ve sonunda polis olmayı başarmıştır. Oldukça hevesli ve hırslı olmasına karşın bir o kadar da beceriksizdir. Tüm iyi niyetine rağmen çoğu zaman komik duruma düşmekten kurtulamaz. Derviş'in açığa alınmasından sonra Başkomiser İzzet'in yardımcılığına atanmıştır. Başlarda Derviş'in travmalarını, kendi çocukluğunda yaşadıklarına kıyasla “şımarıkça” bulur. Bunun da etkisiyle, ilk başlarda onunla kafa bulup, “zehir hafiye” diye dalga geçse de, Derviş'in müthiş dehasına tanık olduğunda durum değişir. Alaycı hali yerini hayranlığa bırakır.
Cinayet bürosunda baş komiserdir. Evli ve iki çocuk babasıdır. Karısıyla arası hiçbir zaman tam olarak iyi olmamıştır. İdealist bir adamdır. Gençliğinde “dünyayı daha iyi bir yer” haline getirebilmek adına çeşitli derneklere ve gösterilere katılmıştır. Ancak bunu sır gibi gizler. Derviş'in yaşadığı birçok şeyi, özellikle Belgin'in ölümü ve sonrasında olanları detaylarıyla bilen birkaç kişiden biridir. Derviş'in takıntılı, obsesif hallerinden bunalsa da, müthiş dehasını asla inkar etmez. Derviş'in polislikten uzak kalmasının onu daha çok bunalıma sokacağını düşündüğünden, onu olabildiğince kendine yakın tutmaya çalışır ancak bunu asla belli etmez.
Hemşirelik okulunu bitirdikten sonra bir astsubaya aşık olmuş ve onunla evlenmiştir. Çocukları Yusuf dünyaya geldikten bir süre sonra, kocası onu aldatmıştır. Bunun üzerine Hülya kocasından boşanmış ve annesini de yanına alarak oğluyla hep birlikte yaşamaya başlamışlardır. Derviş'in karısı Belgin'in ölümünden sonra; İzzet, hemşire Hülya'yı Derviş'le ilgilenmesi için tanıştırır. Zaman geçtikçe Hülya ve Derviş arasındaki ilişki, hemşire hasta boyutunu aşarak dostluktan da öte, özel bir duruma dönüşür. Hülya bazen kendini öyle kaptırır ki, Derviş'e sanki annesiymiş gibi davranır. Bazen de en yakın arkadaşıdır.